Kırşehir, İç Anadolu’nun tam ortasında yer alan, tarihiyle, ozanlarıyla yıllar öncesinden bu zamana dek kendi koruyabilmiş, miras bir şehirdir. Adı Kırşehir olan ilimiz, şehrin içine girdiğinizde yemyeşil bir güzelliğe sahiptir. Birçok alanda ünlenen Kırşehir, öncelikle tarihi, doğası, termal suları ve yöresel damak tadıyla sevilir. Kırşehir ilimiz asıl olarak Kızılırmak ve onun önemli kollarından biri olan, Delice Irmağının havzaları üzerinde bulunmaktadır. Ayrıca, il topraklarının küçük bir bölümü de kapalı havza durumundadır.
Tarihi,
Kızılırmak; İç Anadolu’nun Kuzeydoğusunda, Kızıldağ’dan doğan Kızılırmak; Sivas, Kayseri, Nevşehir ve Kırşehir’i geçtikten sonra da Kuzeybatıya döner ve Kırşehir kentinin 17 km güneyinden geçerek, su akışını sürdürür. Havzaya yaz mevsiminde yeterince yağış düşmez, kış aylarında üst kesimlerde yağışlar kar şeklindedir. Kırşehir-Kılıçözü Deresi; Baran Dağı’nın kuzey yamaçlarından, Kırşehir-Kılıçözü Deresi önce kuzeye akmakta, sonra güneye doğru geniş bir yay çizerek Çoğun, Kırşehir ve Güzleri geçerek Kızılırmak’a katılır…
Uzunluğu yaklaşık 80 km olan akarsu, Çoğun’a dek de Araözü Deresi adıyla anılır.
Bu doğa olayı, karıştığı taka yöresi arasında, batıdan İğdeliöz ve Salgösteren, doğudan da Baş Deresiyle, Büyük Dereyi alır…
Delice Irmak; Kızılırmak’ın değerli bir kolu olan Delice Irmağı, Yozgat’taki plato ve dağların güney yamaçlarından üç kol şeklinde başlar… Bu küçük kolların birleşmesiyle güzel bir ırmağa dönüşür. Yerköy ilçesinden sonra da Yozgat-Kırşehir sınırı yönünde akar. Gölcük bucağının batısında, il toprakları dışına çıkan Delice Irmağı, Çorum il alanında kuzeye döner ve güzelim Kızılırmak’a karışır… Kaman-Kılıçözü Deresi; Kaman, çok sayıda kol halinde başlayan, Kılıçözü deresine kuzey yönünde akar. İlin Ankara ile sınırını oluşturan Kaman-Kılıçözü deresi, Ocakbaşı Bucağı’nda il sınırları dışına çıkar. Sonrasında doğuya yönelerek, Ankara-Yozgat sınırında Delice Irmak’a karışır.
Kırşehir’de Seyfe Gölü’ne akan çok sayıda küçük derecikler vardır. Kuzeyden Delice Irmağa, güneyden Kızılırmak’a dökülen dereler ve çaylar söz konusudur… Seyfe Gölü Kapalı Havzası; Kızılırmak havzası gibi, değerli ve tarımsal açıdan önem taşıyan bir kapalı havzadır.
Seyfe Gölü Kapalı Havzası, kuzey-güneybatı yönünden ortadan bölen, dağların güneydoğu yönünde, Kervansaray Dağları’nın çizdiği üçgen içinde kalır. Seyfe Göl Kapalı Havzası, 3. Zamanda bir Neojen Gölü durumundaydı. Tektonik doğa hareketleri sonucu sular çekilmiş ve açığa çıkan göl tortularının üzerine yığılmış, kalın bir alüvyon toprak tabakası oluşmuştur… Şöyle ki; Seyfe Gölü aslında havzadaki neojen gölün bir havzasıdır… Göl havzada, orta büyüklükle bir su yüzeyi oluşturmakta ve gölün çevresinde ilin ova niteliğinde, en geniş tarım toprakları yayılmakta…
KIRŞEHİR’İN DAMAK TADI
Kırşehir’in tarımsal ürünleri beslenmenin temelini oluşturur. Beslenme şekillerinde et ve süt ürünleri ve hamurlu yiyecekler ağırlıklıdır. Kırsal kesimlerinde tüketime yönelik, fasulye, domates, biber ve patlıcan gibi sebzeler yetiştirilmekte. Bağcılığın eski dönemlerdeki önemini yitirmesine karşın, üzüm, kayısı, dut gibi meyveler yöre beslenmelerinde ve hayatlarında önemli bir yer alır.
Erişteler, el yapımı salçalar ve pekmezler yerini giderek Pazar ürünlerine bırakmaktadır fakat Kırşehir’de bu bağlar hala korunmaktadır. Kırşehir yöresinde, erik, zerdali, kayısı ve elma kurularının hepsine “Kak” denmektedir. Elma dışındaki besinler güneşte kurutulur. Kış aylarında da çerez olarak yenmektedir. Hoşaf da yapılmaktadır.
Elma, armut ve üzüm meyvelerinin “Kışlık” denilen özel çeşitleri de yetiştirilir. Üzüm ve armut “hevenk” yöntemiyle kurutulur, meyveler saplarıyla toplanıp bir gün süresince güneşte bekletilir. Saplar yumuşadıktan sonraysa iplere dizilerek kiler yahut mahzenlerde, tavanlara asılır ve tüketilmek üzere saklanır. Çok sevdikleri kuru meyvelerden nohutlu tatlı da yaparlar, “Haside” denilen zerdali yağlaması, Kırşehir’in yöreye özgü tatlılarındandır.
Kırşehir bölgesinin bir başka ünü de, pekmez üretimidir. Kırşehir evlerinde, Pekmezden “Köftür” denen yiyecekler de yapılmaktadır. Taze pekmez un karıştırarak pişirilir, pelte kıvamına gelince büyük tepsilerde soğumaya bırakılır. Soğuyup büyüyünce, baklava biçiminde kesilir.
Bu lezzet, bozulmasını önlemek için de nemsiz yerde saklanır. Yine pekmezle yapılan “Kedi Batmaz” denen bir çeşit tatlı türü yapılmaktadır. Kuru yufkalar ufalanarak kaba konulur, üzerine sıcak pekmez dökülür ve soğuduğunda keyifle yenir…
Yörenin en yaygın et yemeği tavuk veya hindi etinden yapılan “Çullama”dır.
Yağ ve unla pişirilen etler, tavuk suyuyla muhallebi kıvamına gelinceye kadar kaynatılır. Pirzola türü etler ise küllenmiş ateşte pişirilir. Buna “Söğürme” denmektedir.
Çullamasından, pekmezlerine… Kırşehir’de damak tadı ve yöresel tatlar oldukça önemlidir, bu tatları deneyimlemek oldukça keyiflidir.